Eldem Sanat Alanı-Dalyancı Konağı mahzeninde, sanat tarihçi Doç. Dr. Burcu Pelvanoğlu ile “Türkiye’de Modernizm’den çokkültürlü söyleme geçiş ve kültür politikalarında çok kültürcü söylem” isimli bir söyleşi gerçekleşti.
Söyleşi “GEÇİT”
sergisinin yan etkinliği olarak, hem sergi içinde yer alan yapıtlar üzerinden
hem de mekanın tarihine odaklanarak çok yönlü yaklaşımlarla serginin küratörü
Melike Bayık’ın moderatörlüğünde Sanat Tarihçi Burcu Pelvanoğlu ile tartışmaya
açıldı.
Eldem Sanat
Alanı-Dalyancı Konağı’nın üçüncü sergisi “GEÇİT”, mimari bir dili ve kimliği
olan Dalyancı Konağı’nın kendi muğlak tarihçesi üzerinden, kendi mekansal
köklerine dair olan bir arayışı konu ediniyor. Yapının inşa sürecinin
bilinmeyişi, kimler tarafından yapıldığının kayıtlarına ulaşılamayışı ve bunlar
karşısında bilgi eksikliği, mekansal tarihçesi ve etnik kökenlere dair
verilerin bulunmayışı, belki de yok edilişi üzerinden kurgulanan
interdisipliner sergide, Tanzer Arığ, Eda Aslan, Büşra Çeğil, Gülsün
Karamustafa, Hasan Pehlevan, Huo Rf, Jochen Proehl, Çağrı Saray, Vahit Tuna ve
Egemen Tuncer mekanların hafızalarına odaklanan bireysel, sosyal, antropolojik
ve politik minvallerde ürettikleri eserleri ile izleyiciye çeşitli sorular
yöneltiyorlar.
“Geçit’’ sergisine özel söyleşi
Doç. Dr. Burcu
Pelvanoğlu’nun söyleşisinden keyifle çıkan, Eldem Sanat Alanı’nın sorumlusu
Esra Eldem bu tür etkinliklerle ilgili kısa konuşmasında: “Yaptığımız sergileri daha uzun zaman
dilimine yayıp, onunla beraber onu destekleyici bu tip yan etkinlikleri daha
fazla arttırmak gibi programımız var önümdeki sene için. “Standart”ta bunu
gerçekleştiremedik, bunu da ilk defa yapabildik. Hem sanatçı konuşmaları hem de
konu, konsept ve kavramla alakalı farklı farklı etkinlikler olsun; dans
gösterileri, performans atölye çalışmaları olabilir ve bunun gibi panel ve
konuşmalar mutlaka olacak. Burcu Pelvanoğluy bunun için inanılmaz şanslı bir
isimdi o yüzden geldiği için çok mutluyuz Herhalde Geçit ’in bu konularını daha
iyi kimse anlatamazdı.’’ ifadelerinde bulundu.
Geçmişten günümüze kadar modernizm
Söyleşi konuklarından Işıl Aydemir ise: “Eskişehir’e ilk defa geldim, sanat alanında çalışan biriydim. Galeri sektöründe İstanbul’da çalışıyordum, şu an çalışmıyorum. Öncelikle genel olarak sadece Eldem Sanat Alanı üzerinde olmadan yeni müze vs. açıldığı için buradaki hareketliliği görmek istedim. Eldem Sanat’ a bakınca da şu an buradaki iki serginin gerçekten başarılı ve çizgisinin daha serbest, hatta içeride konuşulanlara bağlarsak daha oto sansürsüz olduğunu düşünüyorum. İki sergiyi de aynı şekilde iyi buldum ve beğendim. Yine buradaki söyleşiye gelirsek yararlı ve uzun vadeli genel olarak bir toparlama denilebilir. Türkiye’ de genel olarak modernizmi baştan sona ve şu ana kadar geldiği noktaya kadar ele alındı. Tabi ki her zaman bir çıkmazdayız ama en azından bunu bir tekrar konuşma ihtiyacı duyduk. Gittikçe daralan bir alan artık sergi içerikleri, sanat yazıları gibi her bağlamda diyebilirim. O yüzden bunlar evet çok değerli. Onun dışında ben burada diğer çalışan arkadaşlarla konuştuğumda gördüğüm; buraya gelenler için sanat hareketliliği çok yeni bir kültür onlar için. Dolayısıyla gelenlerin sergiyi nasıl gezeceğini ve kavramları ayrıştıramadığını gördüm. Bunları bilen tabi ki vardır ama genel ağırlıklı olarak duyduğum kadarıyla bu biraz azınlıkta. Bu noktada Eldem Sanat gibi kuruluşların öğretici olacağı bu alana ve izleyiciye yol göstereceğini düşünüyorum.’’ dedi.
Boşlukları dolduran bir söyleşi
“Geçit’’ sergisinin
küratörü Melike Bayık: “Mekânın kendi kimliği üzerine bir sergi yapmak
istemiştik çünkü mekânın tarihçesi de net olarak bilinmiyor. Üstünde durduğumuz
taş kime aitti zamanında, hangi koşullarda nasıl geldi bilinmiyordu. O yüzden
aslında buna odaklanarak bir sergi yapmak istedik ve serginin de genel durumu
şuydu: mekanın bilinmeyen tarihi üzerinden değişen kültür ve simülasyon,
kültürel bellek bizim için önemliydi. Tabi yaparken mimarisine odaklandık.
İçerideki sanatçılar da direkt bunu anlatıyor. Burcu Hocamla birlikte yaptığımız
etkinlikte de aslında bu kültürel sürecin nasıl değiştiği nasıl bir form içinde
kaldığı gibi bir duruma odaklandık.’’ diyerek sergi ve söyleşi hakkında
düşüncelerini ifade etti.
Söyleşiyi gerçekleştiren Burcu Pelvanoğlu, Melike Bayık’ın ardından düşüncelerini dile getirdi:
“Burası hem yeni bir mekân, hem de Melike’ nin bahsettiği gibi tarihi belli olmayan tarihinde boşluklar olan bir mekan olduğu için bu söyleşiyi yapma fikriyle Melike geldiğinde; günümüzün kültür politikaları nasıl bu yöne evrildiği üzerine konuşma yapmak daha uygun olur diye düşündük. Bu sebeple de modernizm nasıl bir kurguya sahipti ve bunu nasıl kaybettik, bu çok kültürcü söylem bu politikaları özellikle azınlık politikalarını nasıl körükledi ve sanat bunu nasıl kullanır hale geldi diye düşünerek bunu konuşmak istedik.”
“Geçit’’ sergisi 15 Mart’a kadar Eldem Sanat alanında sanat severlerle buluşmaya devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder